Garsonluk Zor Meslektir

Aralık 21, 2015



Nereden mi biliyorum ? Geçen yaz Lara ve Vito Abuaf'ın açmış olduğu,http://www.tarlaalacati.com/ deneyimledim.Çalışma hayatının tamamını beyaz yakalı olarak geçirmiş birisinin gözünden, 1-2 günlük garsonluk deneyimini, başından geçen bir anımı yazmak istedim...

Yazıya başlamadan Tarla Alaçatı ile ilgili yazıları buradan veya  buradan bulabilirsiniz.Ben tanıtım yapmayacağım.


Eğer İstanbulda ki cafeler kendi arasında  "Dikkat edilmesi gereken müşteriler" diye bir liste yapsalar.Ben o liste içerisinde kesin ilk 10'a girerim.Açıkcası aç olduğumda başka bir insana dönüştüğümü söylüyorlar.Her beyaz yakalı İstanbullu gibi yemeğin geç gelmesi bir anda hayatımı kabusa dönüştürebiliyor.Dolayısıyla bir çok defa garsonlar ile yüksek sesle diyaloğa girmişliğimi bulunuyor.Karnım doyduktan sonra ise pişmanlıktan kendimi alamıyorum....

Bu durum geçen yaz Tarla Alaçatı'da 1-2 günlük garsonluk deneyimininden sonra değişiti...

Aslında kahvaltı işinden Lara ve Vito ilk bahsettiğinde  aklımdan "Nedir yani biraz peynir,domates ve çay" gibi düşünüp aslında işin oldukça kolay olduğunu düşünmüştüm...

Yazın Çeşme kalabalığında,büyük zahmet yaratmadan başarılı olabilecek bir şey olarak görüyordum.

Fakat işin aslında hem lezzet hem de lokasyon olarak o kadar kolay olmadığını gördüm :)



Yukarıda görmüş olduğunuz gibi Tarlaalaçatı için öyle yoldan geçen kimse yok...
Hatta, Tarlaalaçatı'yı bulmak için biraz harita bilgisine ihtiyacınız oluyor.
Dolayısıyla  http://www.tarlaalacati.com/ Vito ile beraber siteyi hazırlarken ilk gelen Google map fotoğraflarına bakınca durumun zorluğunu anladım.
Zaten arkadaşlarımı  Tarlaalaçatı'ya götürürken kullandıkları standart 3 cümle var;

"Olum bizi nereye götürüyosun"

"Kaybolmadık değil mi ? "

"OOO burada kahvaltıcı mı var ?"

şeklinde oluyor.

Dolayısıyla bu tarz bir mekan açmanın sandığımdan daha zor olduğunu farkına vardım.

İşin  içine girdikçe ,bu tarz mekanların  düzenli bir servis verebilmesi için , mutfağın iyi müzik yapan bir orkestra gibi bir şef tarafından yönetildiğini öğrendim




İşte orkestranın senkronize bir şekilde müzik çalmadığı bir anda ben Tarlaalaçatı'da bir misafirimize gidip ekmek servisinde bulundum.Misafirimiz,doğal olarak,geçiken siparişlerinin hızlıca masasına gelmesini bekliyordu.Ben ise ilginç  duygular içindeydim.Bir yandan misafirimizin siparişi geçiktiğinden  mahçup durumdaydım,biryandan da kendimi görüyordum,aslında ben misafirin yerinde olsam masama servis yapmaya gelen kişiye (bana ) daha acımasız ve sert davranabilirdim.Ayrıca bütün bu durumuda gönülülük esasına göre hareket ettiğimden dolayı kendi adıma oldukça iyi bir tecrübe ediniyordum.

Dolayısıyla gün sonunda kendi adıma şu şekilde bir söz verdim.Ne zaman yemeğim masama geç gelse veya ben siparişimi tekrar tekrar bir garsona iletmek zorunda kalsam veya siparişimde yanlışlıklar olsa..

"Benim salatamda akdeniz yeşillikleri olmayacaktı"
"Ben Colaya buz istememiştim"
"Yalnız ben sos istememiştim"

gibi cümleler  kurmaya başlamadan önce yukarıdaki tecrübemi hatırlayıp dünyanın en pozitif adamı olmaya çalışıyorum :) Size de tavsiye ederim.






You Might Also Like

0 yorum

Sağlıklı Beslenme üzerine

Popular Posts

Like us on Facebook

Flickr Images